8 Kasım 2009 Pazar

İşte Küçük Şirketlerin Dev Şirkete Dönüşümü

 


Harvard Business'ta yayımlanan bir analizde, ABD’nin ekonomik canlanmasının motoru haline gelmiş olan küçük işletmelerin dev boyuttaki süper şirketlere dönüşmesi için neler yapılması gerektiği ortaya koyuldu.

Analizde, küçük işletmelerin hiç beklenmedik anlarda, inanılmaz başarılara imza atabileceği ve tıpkı Google örneğinde olduğu gibi, yeni kurulan şirketlerin sıfırdan başlayıp on yıldan kısa bir süre içinde milyarlarca dolar kâr eden şirketlere dönüşebileceği gerçeğine vurgu yapıldı. Google, ender görülen bir örnek olsa da, küçük şirketler stratejik sosyal sorumluluklarla, ürünlerinin ne olduğunun bir önemi olmaksızın güçlenebilir.

Rosabeth Moss Kanter imzasıyla yazılan yazıda, geleceğin süper şirketleri olacak yeni firmaların büyük çaplı hedeflerinin olduğuna dikkat çekilirken, yaptığı işin kalitesine ve çalışanlarının yükselme hedeflerine değer veren patronların, geleceğin önemli adamları olabileceği vurgulandı.

BÜYÜMENİN REÇETESİ: TEK HEDEF

Süper bir şirketin, çalışanlarını tek bir hedef arkasında toplaması gerektiği belirtilirken, yazıda 1998’de yeni kurulmuş bir şirketken bir anda büyük bir çay üreticisine dönüşen Honest Tea adlı içecek şirketine dikkat çekildi. Yapılan son araştırmanın sonuçları da gösteriyor ki; bu ilham verici hedef en iyi yeteneklerin şirket bünyesine çekilmesine, motive edilmesine yardım ettiği gibi çalışanların işlerinde kalmalarına da yardımcı olmuş.

Değerler ve prensipler kararlara rehberlik ettiğinde, insanların daha fazla insiyatif kullanma ve kendini organize etmesi için güvenli bir ortam oluşur. Bu bakış açısı aynı zamanda şirketlerin kriz zamanlarında zorluklarla daha kolay bir şekilde baş etmesini de sağlar.

P&G ÖRNEĞİ

Yazıda, Lübnan-İsrail savaşında, şirket bu hareketin doğru olduğuna inandığı için P&G Ortadoğu avukatlarının herkesten önce öne atıldığına dikkat çekildi.

Analizde, bu şekilde bir yapılanmanın olduğu P&G şirketinden de örnek verilerek, bu şirketin Ortadoğu biriminin Lübnan-İsrail savaşı sırasında çalışanlarını en çabuk şekilde bölgeden uzaklaştıran şirket olduğu hatırlatılırken, kurumdaki herkesin bu şekilde düşünmesinin bu kararın alınmasını hızlandırdığı belirtildi.

Aynı şekilde, net değerler ve prensiplere sahip olan hizmet sektörü çalışanları müşteriler için ekip arkadaşlarına yardım eder ya da görevleri olmayan şeyleri yapabilir. Macy gibi büyük perakende şirketleri ya da Wegman gibi daha küçük ölçeklilerinin zaman zaman müşeteri ile bire bir ilişki içinde olan çalışanlarıyla bir araya gelip, konuştukları vurgulandı.

Analizde, süper şirketlerin her zaman müşterilerini çok iyi anladıklarına ve her zaman onların ihtiyaçlarına yanıt bulacak adımlar attığına da dikkat çekildi ve şirketlerin yüksek duvarları arasında kalmaktansa, müşterilerin yanına inmek şirketleri başarıya götüren başlıca faktörlerden biri olduğu belirtildi.

AİLE SORUMLULUĞU

Analizde, büyük şirketlerin kazanımlarına aile sorumluluğuna sahip olmakla eriştiklerinin de altı çizildi. Bir süper şirket tedarik zincirinin her aşamasındaki kişilerle ortaklık kurar. Çünkü tüketiciler ve kamuoyu artan bir şekilde büyük şirketlerden üretim aşamasının her anında sorumluluk yüklenmesini talep eder. Rosabeth Moss Kanter, Starbucks, Nike ve Levi-Strauss gibi şirketlerin Asya’daki fabrikalarında çalışma standartlarını iyileştirmesinin nedenin de bu olduğu vurguladı.

ŞİRKET DEĞERLERİNİ ANLATMAK

Yazının son bölümünde, büyük bir şirketin satış yapmadan önce şirketin uzun yıllar içinde geliştirdiği değerlerden bahsederek, müşterilerin ya da iş ortaklarının akıllarını çelebileceklerine işaret edildi. ABD’de elektronik sensörler satan Omron şirketinin satılan ürünlerin yarısından fazlasına şikayet aldığını ama şirketin satış temsilcilerinin ilk şikayet telefonunda nerdeyse müşterilerinin kapılarına kadar gidip, şirketin prensipleri hakkında konuştukları bilgisi verildi.

Analizde, büyük şirketler için sosyal bir sorumluluk benimsemenin de oldukça başarılı bir strateji olduğuna değinildi. Çünkü bu şekilde şirketin teoride savunduğu değerleri pratiğe dönüştürdüğü görülen bir gerçek. Kâr amacı gütmeyen şirketlerin yönetim kurullarının ya da sivil toplum komitelerinin önce ilişkileri geliştirip, sonrasında işlemlerini gerçekleştirme fırsatını sunmaları da analizde vurgulanan diğer bir nokta oldu.

Yazı, küçük şirketler bu noktada iş ortaklarını, yaptıkları işlerle etkilemek için paradan ziyade, yeteneklerini öne sürebilecekleri iddiasıyla sonlandı.

Hiç yorum yok:
Write yorum

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.