24 Ekim 2015 Cumartesi

Sigortanın Temel Prensipleri

 

Sigortanın temel prensiplerini 6 ana başlık altında toplamak mümkündür.

 1. Azami İyi Niyet Prensibi
 2. Sigortalanabilir Menfaat Prensibi
 3. Tazminat Prensibi
 4. Halefiyet Prensibi
 5. Yakın Sebep Prensibi
 6. Hasara Katılım Prensibi

1. Azami İyi Niyet Prensibi
Bu prensip tarafların birbirlerine karşı mutlak iyi niyetle davranmak zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Sigorta sözleşmesinde sigortalının beyanının doğru olması, bu prensip gereği esastır. Eğer beyan doğru değilse, gerçeğe aykırı veya eksik ise, sigortalı bu prensibe aykırı davranmış sayılır. Sigortalının bir kastı varsa, sigortacının poliçeyi iptal etme ya da hasarı ödememe hakkı bulunmaktadır.
Bu prensibin diğer bir sonucu ise, sigortalının hasarın meydana gelmesinden sonra sigortalı değilmişçesine hareket ederek zararın azaltılmasında yardımcı olması ve hasarın tespitinde sigorta şirketine her türlü kolaylığı göstermesidir. Sigorta şirketi yönünde de, hasarın gerçekleşmesi halinde sigortalının maddi ve manevi kayıplara uğramasını önlemek bağlamında, saptanan hasarı kısa sürede ödemek bu prensibin bir gereğidir.

2. Sigortalanabilir Menfaat Prensibi
Sigorta konusu değerin korunmasında sigortalının yasal bir menfaatinin olması gerekir. Sigortalanabilir menfaatten söz edilebilmesi için sigortalının, sigortalı kıymetin hasara uğramasından dolayı yasal olarak geçerli bir parasal kaybının olması gerekir. Can sigortalarında ise, bir kimsenin kendi hayatı üzerinde sınırsız bir mali menfaati olduğu kabul edilir. Bu nedenle kişi, hayatını istediği meblağa kadar sigorta ettirebilir.

3. Tazminat Prensibi
Tazminat prensibi, sigortalı malı hasardan önceki değerine getirecek meblağın hesaplanarak ödenmesini gerektirir. Diğer bir deyişle, sigorta sözleşmesinin amacı, zarar görenin ekonomik durumunu zarardan önceki düzeyine getirmektir. Bir hayat sigortalısının lehtarı, herhangi bir zararı kanıtlamak zorunda değildir. Bu nedenle, tazminat bir zararla sınırlı değildir. Tazminat prensibi uygulamasında, aşkın ve eksik sigorta kavramlarına dikkat çekilmesinde fayda bulunmaktadır.
Aşkın sigorta terimi, tazminat poliçelerinde söz konusu olan bir kavramdır. Poliçedeki sigorta bedelinin, sigorta konusu malın gerçek ve makul değerinin üzerinde olması halidir.
Aşkın sigorta durumunda, sigorta bedelinin sigorta değerini aşan kısmı geçersizdir. Sigorta değerini aşan kısma isabet eden primin sigorta ettirene iadesi gerekir. Rizikonun gerçekleşmesi anında da söz konusu eşitsizlik mevcut ise sigortacının azami sorumluluğu sigorta değeri ile sınırlıdır.
Eksik sigorta, poliçede yazılı sigorta bedelinin, sigortaya konu olan malın gerçek ve makul değerinin altında olması durumudur. Sigortalı, bilmeyerek veya daha az prim ödemek amacıyla malın gerçek değerinin altında bir beyanda bulunabilmektedir. Tam hasar halinde, sigorta şirketinin ödeyeceği en fazla miktar, poliçede beyan edilmiş sigorta bedeli kadar olacaktır. Kısmi hasarlarda ise sigorta şirketinin ödeyeceği tazminat; gerçekleşen zarar tutarından sigorta bedelinin sigorta değerine oranı kadar indirilecektir. Eksik sigorta halinde, sigortalı uğranılan maddi kayıpların bütünüyle giderilmesinden yeterince yararlanamaz.
Örnek Olay
Murat Bey evini yangın ve hırsızlık rizikosuna karşı 50.000 TL bedel ile sigortalatmıştır. Poliçe süresi içerisinde meydana gelen yangın hadisesi sonrasında yapılan incelemede, evde 100.000 TL tutarında eşyanın bulunduğu, 60.000 TL tutarında da hasar meydana geldiği tespit edilmiştir. Bu olayda eksik sigortanın varlığından söz etmek mümkündür. Poliçede yazılı sigorta bedelinin, sigortaya konu olan malın gerçek ve makul değerinin altında olması sonucunda eksik sigortanın söz konusu olması nedeniyle 60.000 TL olan hasarın tamamının ödenmesi mümkün değildir. Hasar, 60.000 TL değil de 100.000 TL olsaydı(tam hasar) olsaydı, sigorta şirketinin ödeyeceği tazminat, poliçede beyan edilmiş sigorta bedeli kadar yani 50.000 TL olacaktı. Bu örneğimizde kısmi hasar söz konusu olduğundan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1462 inci maddesinde belirtildiği gibi aksine sözleşme yoksa sigorta şirketinin ödeyeceği tazminatın hesaplanmasında sigorta bedelinin sigorta değerine olan oranı dikkate alınacaktır. Bu kural, sigorta literatüründe “Oran Kuralı” olarak ifade edilir.
(Hasar X Sigorta Bedeli) / Sigorta Değeri
(60.000 X 50.000 TL)/ 100.000 = 30.000 (Murat Bey’e ödenecek tazminat tutarı)

4. Halefiyet Prensibi
Halefiyet Prensibine göre, sigortacı, bir hasar veya ziyan ile ilgili olarak sigortalıya ödediği tazminat oranında, hukuken sigortalının yerine geçmiş olur. Sigortalının uğradığı zarar nedeniyle üçüncü kişilere karşı bir dava hakkı varsa, bu hak, tazmin edilen zarar oranında sigortacıya devredilmiş olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigorta ettiren kimse tazmin edilen miktarın dışında kalan kısımdan dolayı üçüncü şahıslara karşı haiz olduğu haklarını saklı tutar.
Örnek Olay
X Sigorta A.Ş tarafından tanzim edilen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk(TRAFİK) sigorta poliçesi kapsamında sorumluluğu temsil edilen 68 DV plakalı kamyon ile 07 L plakalı araç 28.09.2012 tarihinde maddi zararlı trafik kazasına karışmıştır. 68 DV plakalı araçta taşınan eşyalarda kaza sebebiyle 30.000,00 TL'lik zarar meydana gelmiştir. Sigorta şirketinin zararın tazminini reddetmesi üzerine konu, araçta taşınan eşyanın sahibi A.Ç. tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu'na taşımıştır. Başvuru sahibi A.Ç. eşyalarının bu kaza sonucunda zarar görmesi nedeniyle 30.000,00 TL zararın tazminini talep etmektedir.
Sigortacı, zorunlu trafik sigortası ile üçüncü kişilere verilecek zararları karşılamakla yükümlü olmakla birlikte, zorunlu trafik sigortası genel şartlarına göre bazı zararlardan dolayı sigorta şirketine başvurulamayacağı düzenlenmiştir.
Sigorta şirketi, başvuru sahibi A.Ç.'nin talebini Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3.4 maddesi gereği "Zarar görenlerin beraberinde bulunan bagaj ve benzeri eşya dışında araçta veya römorklarda taşınan eşyanın uğrayacağı zararlardan dolayı işletene karşı ileri sürülebilecek talepler”in teminat dışı olduğu gerekçesi ile reddetmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu'nda trafik sigortası yaptırılmış bulunan motorlu araçta taşınan eşyanın(yük) aracın işletilmesi sırasında oluşan riziko nedeniyle ziya veya hasara uğraması haline bu zararlardan da trafik sigortası sözleşmesini yapan sigortacının sorumlu olmayacağı belirtilmiş bulunmaktadır. Motorlu araçta taşınan eşyanın işletene veya üçüncü kişiye ait olması bakımından arada hiçbir fark bulunmaz. Bir başka deyişle her iki durumda da bu eşyaya gelen zararlar trafik sigortası kapsamında kabul edilemezler.
Taşıyan durumunda olan işleten ile malı taşıttıran kimse arasında eşya taşıma sözleşmesi ilişkisi vardır. Taşıyıcının sorumluluğu bu gibi hallerde tehlike sorumluluğuna tabi olmayıp, sözleşme ilişkisinden kaynaklanan kusur esasına dayandığından bu tür zararların trafik sigortası kapsamında olduğu kabul edilemez.
Bu gibi hallerde, taşınan eşya(yük) sahibi tarafından taşıma işlerine ilişkin taşıma rizikolarına karşı sigorta ettirebileceği gibi, taşıyıcı tarafından da genel sorumluluk sigortası da yaptırılabilir. Trafik sigortası yapılan araçta taşınan eşyaya ilişkin hasar. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminatı dışında kaldığından başvuru sahibi talebinin reddine karar verilmiştir.

5. Yakın Sebep Prensibi
Yakın sebep prensibi, prim hangi teminatın karşılığında alınmış ise tazminatın da o rizikonun gerçekleşmesi halinde ödeneceğini ifade eder. Sigortacılık uygulamasında yakın sebep, bir hasarın meydana gelmesine neden olan en etkili ve hâkim sebeptir. Maruz kalınan zarar nedeniyle sigortalının sigortacısından bir talepte bulunabilmesi için, meydana gelen hasarın poliçede teminat altına alınmış olan bir tehlikeden ileri geldiğinin saptanması gerekmektedir.
Yakın sebebi diğer sebeplerden ayıran en önemli özellik, hasarın oluşumuna etki ya da katkıda bulunmasının ötesinde tek başına belirleyici olmasıdır.
Uzak Sebep: Uzak sebebi yakın sebepten ayıran tek fark zaman faktörüdür. Hâkim ve belirleyici olan yakın sebep, zaman içerisinde ortadan kaldırılabilecek iken, böyle bir tedbir alınmamakta ve hasara yol açmaktadır. Bir yangında direnci azalan duvarın bir hafta sonra rüzgâr ve fırtına nedeniyle çökmesiyle meydana gelen hasarın uzak sebebi, duvarın direncini azaltan yangındır. Yakın sebebin, eldeki yeterli zaman içerisinde ortadan kaldırılmaması ve hasara neden olması durumunda uzak sebep söz konusu olmaktadır.
Örnek Olay
Fırtına, ahşap binanın çatı duvarını yıkmış, çöken duvar, binanın elektrik kablolarını koparmış, kopan elektrik kablolarının ise kısa devre nedeniyle kıvılcım çıkarması nedeniyle ahşap binada yangın meydana gelmiştir. İtfaiyenin yangını söndürmek ve komşu binaların yanmasını önlemek amacıyla sıktığı su, evdeki yanmış eşya ve komşu binalarda zarara neden olmuştur.
Bu zincirleme olaylar sonucunda yanmış eşya ve komşu binalarda meydana gelen su hasarının yakın sebebi (hakim ve belirleyici sebep) fırtınadır. Oluşan hasarın sigorta teminatı çerçevesinde değerlendirilebilmesi için, fırtınanın neden olacağı hasarların sigorta poliçesinde teminat altına alınmış olması gerekmektedir.
Örnek Olay
Başvuru sahibi E.K. tarafından Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan başvuru; X Sigorta Şirketi ile yaşandığı beyan edilen ve 1xxx4 numaralı Sağlık Sigorta Poliçesi kapsamında gerçekleşen tedavi masraflarına ilişkindir. E.K., 2003 yılında X Sigorta Şirketi'nden bir sağlık sigortası poliçesi almış ve poliçesini her yıl yenilemiştir.

Daha sonra E.K. rahatsızlanarak bir ameliyat geçirmiş ancak 35.000 TL tutarındaki tedavi masrafı X Sigorta Şirketi tarafından reddolunmuştur.
Bunun üzerine E.K., Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvurarak tedavi masraflarının tazmin edilmesini istemiştir. E.K., rahatsızlığını öğrendiğinden bu yana (7-8 yıl boyunca) sürprim uygulamasına tabi tutulmuş olduğunu belirtmiş ve bu tedavi sayesinde Tip2 Diabet hastalığından kurtulacağını, insülin ve diğer diabet ilaçlarını kullanmadan kan şekeri seviyesinin sağlıklı bir insandaki normal seviyelere düşeceğini, hastalığına bağlı olarak oluşabilecek sağlık problemleri (kalp hastalığı, böbrek yetmezliği vs.) riskinin ortadan kalkacağını, buna bağlı olarak da X Sigorta Şirketi'ne maddi külfet olma riskinin ortadan kalkacağını düşündüğünü belirtmiştir.

Poliçenin yenileme garantisinin bulunduğu, başvuru sahibi tarafından dosyada sunulan Sağlık Sigorta Poliçesinin ekinde yer alan genel şartların teminat dışında kalan haller başlıklı beşinci Sağlık Sigorta Poliçesinin ekinde yer alan genel şartların teminat dışında kalan haller başlıklı beşinci maddesinin 23'üncü bendinde; "Alternatif tıp yöntemleri (Akupunktur, hipnoz, aromaterapi, nöral terapi v.b.) obezite, metabolik sendrom tanısına yönelik işlemler" hususunun yer aldığı, Y Hastanesine ait Epikriz raporunda; Teşhis/Tanı bölümünde metabolik sendrom. Hastalık Öyküsü kısmında, on yedi yıldır diabet öyküsü olan ve doktora başvuran hastaya yapılan muayene ve tetkikler sonrasında operasyonun planlanarak servise yatırıldığı ve ameliyatı yapıldığı, kilo artışı, kan şekeri kontrolünde güçlük nedenleriyle metabolik cerrahi talebiyle başvurduğu, muayene bulguları bölümünde. Boy: 181 cm, Kilo:100 KG belgelerinin yer aldığı görülmektedir.

Sigorta şirketi tarafından sigortalının aşırı kilolu olması sebebiyle obezite ameliyatı olduğu ileri sürülmüş olsa da, E.K'nın obez olduğunu gösterir resmi bir sağlık kurumuna ait belgenin bulunmaması, sigorta şirketi tarafından ilave prim (sürprim) uygulandığı ve konuyla ilgili taraflar arasında herhangi bir fikir ayrılığı olmaksızın sigorta sözleşmesinin bu şekliyle kabul edilmiş olduğu sonucuna varılmıştır.

Her ne kadar dava konusu ameliyat, mideye ilişkin ve kişinin yemek alımını kısıtlayıcı bir ameliyat olsa da, temel sebebin kişinin yemek alışkanlığının düzenlenmesi ve azaltılması yoluyla şeker hastalığının belirli ölçüde tedavi edilebilmesi sağlanmıştır.

Sigortacının bu gerekçelerle tazminatı ödemekten imtina edemeyeceği, davalı sigorta şirketinin teminat dahilinde bulunan 35.000 TL tedavi ve ameliyat giderinden sorumlu olacağı sonucuna ulaşılmıştır. Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından yapılan inceleme sonucunda, başvuru sahibinin karşılanmayan 35.000 TL tedavi ve ameliyat giderinin sigorta şirketi tarafından başvuru sahibine verilmesine ve başvuru sahibinin sarf etmiş olduğu 250-TL'lik başvuru masrafının aleyhine başvuru yapılan (davalı) şirketten alınarak başvuru sahibine verilmesine karar verilmiştir.

6. Hasara Katılım Prensibi
Sigorta konusunun birden çok sigortacıya sigorta ettirilmesi mümkündür. Hasara katılım prensibine göre, Poliçe koşullarına uygun olarak hasarı ödemiş olan bir sigortacının, aynı hasardan dolayı herhangi bir şekilde sorumlu olan diğer sigortacıları, hasarı paylaşmaya davet etme hakkı vardır.

Hiç yorum yok:
Write yorum

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.