22 Ağustos 2010 Pazar

Vadeli İşlem Piyasaları

 
Vadeli İşlem Piyasaları (Forward)

Vadeli İşlemler ileriki tarihte teslimi söz konusu olacak herhangi bir malın vadesi, fiyatı ve miktarı bugünden belirlenecek sözleşmeye bağlandığı işlemlerdir. Forward işlemler kesin ve bağlayıcı işlemlerdir. Çok basit ve yaygın olarak kullanılır. Her türlü mal ve piyasa için söz konusu olabilir; Ancak genellikle döviz ve faiz forwardı olmak üzere 2'ye ayrılır.

Bankaların kendi aralarında veya müşteriyle yaptıkları işlemlerdir. Sözleşmenin 2 tarafında bankalar varsa bu işlemler INTERBANK işlemlerdir. Bu piyasada alıcı ile satıcı tamamen kendilerini önceden belirledikleri şartlara bağlı olarak ilerideki tarihte fiziki teslimi gerçekleştirmek üzere alım ve satım yaparlar.

Vadeli İşlemler merkezi bir pazar yeri olmayan ve bankalarla bankalar veya bankalarla müşteriler arasında gerçekleştirilen örgütsüz piyasa işlemleridir. Forward sözleşmesinin vadesi 1 günden başlar ve bir kaç yılı kapsayabilir.

Forward Piyasalarının 2 Temel Fonksiyonu Vardır.

1 Kur riskini ortadan kaldırmak.
2 Spekülatif işlemler için kullnmasıdır.

Forward Sözleşmelerinin Özellikleri

1 Forward işlemler merkezi bir pazar yeri olmayan ve bankalarla müşteriler arasında gerçekleşen işlemlerdir.

2 Vadeli İşlemler çeşitli iletişim araçlarıyla gerçekleştirilmekte ve fiyatlar müşterinin itibarına göre değişmektedir.

3 Forward Sözleşmeler standart sözleşmeler değildir.

4 Vadeli İşlemler 3. kişilere devredilemez bu nedenle sözleşmelerin iptal edilmesi tarafların mutabık kalmalarıyla mümkündür.

5 Vadeli Sözleşmelerin vadesi geldiğinde tarafların yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerekir. Ancak sözleşme tarafları anlaşmaları sonucu vade bakımından uzatabilir.

6 Vadeli İşlemlerde sözleşmenin gerçekleşme anına kadar tarafların birbirlerine ödeme yapması söz konusu değildir.

Gelecek Piyasaları

 
Gelecek Piyasaları (Tutues)
TUTUES

Gelecek Piyasaları belli miktardaki (mal, döviz, kıymetli maden (altın, gümüş) menkul kıymeti) önceden belirlenen bir fiyatla gelecekteki belirli bir tarihte teslim edileceğine ilişkin alım satım sözleşmelerinin yapıldığı bu sözleşmelerinin el değiştirdiği üyelik esasına göre çalışan borsalar, bu borsalarda işlem gören sözleşmelere Gelecek Sözleşmeleri denir.

Gelecek Sözleşmeleri organize borsalarda işlem görür gelecekteki pazar düşüncesi üretici ve tüketicilerin herhangi bir malın ilerdeki fiyat değişimlerinden korunma ihtiyaçlarından doğmuştur.

Gelecek Sözleşmelerini Özellikleri

1 Gelecek sözleşmeleri organize borsalarda işlem görür ve belirlenen fiyatlar takas odası tarafından resmen yayınlanmaktadır.

2 Gelecek Sözleşmeleri standart nitelikte olup teslimat tarihine kadar alnıp satılabilirler.

3 Sözleşmeye konu olan varlıklağın fiili teslimatı gerekmeyebilir.

4 Gelecek Sözleşmeleri standart miktarda ürün içerir.

5 Genelde vadeli işlem piyasalarını düzenleyen kurumlarla menkul kıymet borsalarını düzenleyen kurumlar aynıdır. (Risk olgusu vardır)

6 Gelecek Sözleşmelerinde maksimum fiyat değişimi için günlük olarak tespit edilmiş sınırlar vardır. Eğer bir sözleşme bu sınıra ulaşmışsa bu sınırın ötesindeki bir başka işleme izin verilememektedir. Böylece aşırı fiyat artışları engellenmektedir.

7 Gelecek Sözleşmeleri, gelecek komisyoncuları veya seans işlemleri tarafından alınır veya satılır.
Seans işlemleri spekülatör olarakta isimlendirilir.

7 Ağustos 2010 Cumartesi

Forfaiting

 
Forfaiting Nedir?

Kredili mal ve hizmet ihracından doğan ve gelecekte tahsil edilecek, orta vadeli ve uygulamada bir banka tarafından garanti edilmiş senetli veya senetsiz bir alacağın vadeden önce satılarak tahsil edilmesidir. Alacağın satıcısına forfaitis, devralan kuruluşa forfaiting denir. Senetli veya senetsiz her çeşit alacak forfaiting konusu olabilir.

Forfaiting sevk sonrası ihracat finansman tekniğidir.

Forfaiting finansmanında vade 6 ayla 10 yıl arasında değişmektedir. İhracatçıların faiz kur ve kredi gibi risklerden korunma arzuları forfaiting finansman tekniğinin gelişmesini sağlamıştır.

Forfaitingin Avantajları

1 Alacağın tahsil edilememe riski ortadan kalkmaktadır.
2 Forfaiting işlemi ihracatçıya sabit faizli finansman sağlamaktadır. Böylece ihracatçı kur ve faiz risklerinden korunmaktadır.
3 İhracatçı alacağını nakte çevirebildiğinden likiditesi artmakta, banka ve diğer kaynaklara olan borçları azaltmaktadır.
4 İhracatçının ithalatçı hakkında bilgi toplama ve ülke riskini değerlendirmek gibi sorunlar ortadan kalkmaktadır.
5 Çok süratli bir şekilde işlem gerçekleşebilmektedir.
6 İşlem gizlilik içerisinde yürütülmektedir.

Factoring

 
Factoring Nedir?

Genelde "kısa vadeli" satışlardan doğan alacak haklarının faktörlere satılması suretiyle işletmelere fon sağlama olanağı veren bir finansman yönetimidir. Bu anlaşma ile alacaklı işletme kişi veya kişiler üzerindeki alacaklarının tamamını veya bir bölümünü faktöre devretmeyi ve bu işlemi borçlulara bildirmeyi taahhüt eder.

Buna karşılık faktör alacakları tahsil etmeyi, ödenmeme riskini üstlenmeyi, alacak tutarını peşin olarak veya belirli bir vadenin bitiminde ödemeyi taahhüt eder.

Faktör kuruluşlarının fonksiyonlarını genel olarak 3 ana başlık altında toplarız.1 Garanti
2 Tahsilat ve Muhasebe
3 Finansman

1 Garanti: Bilindiği gibi kredili satış yapan işletmeler için en önemli risklerden birisi alacaklarının tahsil edilememesi veya geç tahsil edilmesidir. Alacaklar factoring sözleşmesinde belirtilmiş limitler dahilinde garanti edilmektedir. Factor tarafından üstlenilen bu risk borçlunun yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda işlerlik kazanmaktadır.
Birçok ülkede alacaklar sigorta ettirilerek factör kuruluşunun riski azaltılmaktadır.

2 Tahsilat ve Muhasebe: Muhasebe kayıtlarının factör tarafından tulutulmasıyla müşteriler çok sayıda borçlunun hesabını değil sadece factör tarafından yapıldığından işletme yöneticilerinin zaman ve para tasarrufları olacaktır. Factör kuruluş üstlendiği hizmet karşılığında fatura değerinin % 0.55 ile % 2.5 arasında değişen bir komisyon alır.

3 Finansman: Factör kuruluşunun en önemli işlevlerinden biriside alacakların finansmanını sağlamaktır.

2 Yöntem Kullanılmaktadır;

a Ön ödeme veya avans yöntemi
b iskonto yöntemi

Ön ödeme yönteminde, uygulamada genellikle müşteriye % 80 peşin ödeme yapılmaktadır. Bunun için factörel alacağın oluştuğunu gösteren fatura suretleri veya malın gönderildiğine ilişkin belgelerin ibrazı yeterlidir. Böylece müşteri alacaklarının karşılığını vadesinden önce avans olarak almakta ve finans sorununu çözmektedir.

Factoring şirketi alacağının % 80'e varan kısmını satıcı işletmeye nakit olarak ödemektedir. Alacağın vadesi geldiğinde tahsil edilen alacağın % 20 sinden faktörine faiz ve komisyon düşüldükten sonra kalan tutarı satıcıya ödenmektedir.

İskonto yönteminde ise önce alacağın peşin değeri hesaplanmaktadır. Daha sonra factor kuruluşu komisyon tutarı ve yaptığı masraflar düşüldükten sonra kalan tutar satıcıya ödenir. Ancak bu yöntem fazla kullanılmamaktadır.

Factoringin Avantajları

1 Faktoring şirketleri ihracat artışına önemli katkılar sağlar.
2 Tahsil edilemem riski ve likidite sorunu ortadan kalkar
3 Alacak yönetimi factore bırakıldığından satıcı bu işler için personel istihdam etmez. Böylece zaman ve maliyet tasarrufu sağlanır.
4 Factoring işlemi, satıcıların müşterilerine vade tanıdıklarından satışlarda artış söz konusu olur.
5 Muhasebe kayıtlarının factor tarafından tutulması satıcı işletmeye önemli bir kolaylık ve tasarruf sağlar.
6 Diğer finansman kaynaklarına göre daha esnektir.
7 Nakit bütçelerin doğru ve güvenilir bir şekilde hazırlanmasıyla planlı büyümeye yardımcı olur.
8 Formalitesi azdır.

3 Ağustos 2010 Salı

Global Risk Raporu

 
Ernst & Young üçüncüsünü hazırladığı Global Risk Raporu’nda “Şirketler geleceğe hangi kapsamda bakıyorlar?” sorusuna cevap arandı.

“İş Dünyasının En Önemli 10 Riski 2010” raporunda; 14 sektörün riskleri, sektör yöneticileri ve Oxford Analytica analistleri tarafından analiz edildi. Son on yıldır önemi artan toplumsal kabul riski ve kurumsal sosyal sorumluluk konuları bu sene ilk defa risk olarak listeye girdi ve dokuzuncu sırada yer aldı. Raporda, sektörler için en büyük risk arz eden konuların yasal zorunluluk ve uyum konularından kaynaklandığı ortaya çıktı.

Kaynak: infomag

Küresel Ekonomi ve Türkiye Tarihi

 
Türkiye'nin Küresel Ekonomi Hayatı


Türkiye 1980 sonrası rekabetçiliğini artırıp küresel ekonomiye eklemlenirken, yeni gelişen sektörler katmadeğer yaratmadaki açıklarını emeği baskılayarak, yarı kayıtlı bir düzen ve esnek bir organizasyon yapısı kurarak dengelediler. 1980 öncesi ve sonrasında gelişen sanayilerin insan kaynağına bakışı, organizasyon yapıları, yabancı sermaye ile ilişkileri, farklı gelişim süreçleri dolayısıyla değişken yapılar arz ediyor.

Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını kazanma iddiasıyla yaptığı sanayileşme atağı 1950’li yıllara kadar sınırlı kaldı. Kurucu kadroların ulusal bir burjuvazi yaratmak ve içerde kendi kendine yeten bir sanayi kurmak konusunda samimi bir çabaya girmiş olmalarına rağmen 1929 buhranı ve arkasından gelen 2. Dünya Savaşı Türkiye’ye böyle bir imkân vermedi. Uzun yıllar süren savaşlar, yetişmiş kısıtlı insan kaynağının kaybı, bir sanayi altyapısının olmaması temel sorunlardı. Yabancı sermayeye ve içerdeki Gayrimüslimlere de, Varlık Vergisi uygulamalarında görüldüğü gibi, pek iyi gözle bakılmadığından hem sermaye hem de insan kaynağının kalitesi bir sanayi atılımını mümkün kılamadı.

Türkiye’nin NATO üyeliği ve Batı kampında pozisyonunu netleştirmesi ile daha fazla sermayeye ve bilgiye ulaşması mümkün oldu. Türkiye’nin lider kadroları yeni ittifak ilişkisinden, bu ilişkinin sorunlu olduğu dönemlerde ise iki kutuplu düzenin diğer tarafından, ekonomik kalkınması için olabildiğince taviz koparmaya çalıştı. Sanayileşme hem modernleşmenin, hem ekonomik kalkınmanın hem de kuvvetli bir orduyu besleyip donatacak modern bir ekonominin temeli olarak görüldü.

Türkiye’nin kentleşmesi, sanayileşmesi ve siyasi istikrarı arasında doğrudan bir ilişki oluştu. Ülke sanayileşmeye başladıkça, tarım modernleştikçe kentleşme oranı arttı; büyüme devam ettikçe siyasi istikrar korundu, büyümenin yavaşladığı veya küçülme yaşandığı yılların arkasında ise ya darbe oldu ya da iktidar değişti. İç göç ve ekonomik büyümenin paralel gitmesi zorunluydu, ülkenin temel dinamiğini şehirleşme oluştururken, kentlere akın akın gelen insan kaynağı için sanayinin en başta geliştirilmesi ve tüketim ürünlerinin içerde üretilmesi gerekiyordu.

Türkiye’nin planlı ekonomi ile ithal ikamesine gitmesi ciddi bir tercihti. Bugün geriye dönüp bakıldığında ciddi bir şekilde eleştirilmesine rağmen aynı dönemde Türkiye’ye benzer Arjantin, İspanya gibi ülkelerde de uygulandığı görüldü. Burada asıl amaç yüksek gümrük duvarları ile korunan büyük iç pazarda yerli sanayiyi geliştirmek, gelişen orta sınıfların tüketim ihtiyaçları için dışarıya döviz gidişini önlemekti. Ancak sistem, hem Türkiye’de hem de Arjantin gibi Latin Amerika örneklerinde olduğu gibi, cari işlemler hesabında sorunlar yarattığı için sürekli ödemeler dengesi krizleri çıkardı.

Kaynak: infomag